6 Ağustos 2019 Salı

WRI-Aqueduct Dünya Susuzluk Riski Atlası


World Resources Institute (WRI)[1], James Gustave Speth liderliğinde MacArthur Foundation (MacArthur Vakfı) tarafından 1982 yılında kurulan ve birçok farklı ülkede (ABD, Çin, Hindistan, Brezilya, Endonezya) ofisleri bulunan önemli bir sivil toplum kuruluşudur. Kuruluş, ana misyonunu; “dünyayı ve çevreyi gelecek nesiller adına korumak” olarak belirlemiştir. Bu doğrultuda, WRI, faaliyetlerini 7 ana başlıkta (iklim, enerji, gıda, ormanlar, su, sürdürülebilir şehirler ve okyanuslar) toplamıştır. Derneğin en dikkat çeken ve faydalı çalışmalarından birisi de, susuzluk riski olan ülkeleri sıraladığı “Aqueduct Susuzluk Riski Atlası”dır (Aqueduct Water Risk Atlas).[2] Bu yazıda, kuruluşun 2019 tarihli “Aqueduct Susuzluk Riski Atlası” bulguları özetlenecektir.


WRI logosu

WRI-Aqueduct Susuzluk Riski Atlası’nın 2019 verileri ve bu veriler doğrultusunda oluşturulan harita incelendiğinde; öncelikle susuzluk riskinin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta ve Güneybatı/Güney Asya bölgelerinde yoğunlaştığı görülüyor. Hemen hemen her kıtada susuzluk riski olan bazı ülkeler olmasına karşın, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarının bu açıdan daha güvende olduğu anlaşılıyor. Listede riskli ülkeler arasında birinci sırayı Katar alıyor. Katar’ı, eşit derecede risk puanıyla Lübnan ve İsrail gibi diğer bazı Ortadoğu ülkeleri takip ediyor. İran İslam Cumhuriyeti ve Ürdün’le birlikte, ilk 5 sıranın tamamı Ortadoğu ülkelerinden oluşuyor. 6. sırayı bir Kuzey Afrika ülkesi olan Libya alırken, 7. sırada Kuveyt ve 8. sırada Suudi Arabistan gibi yine iki Ortadoğu ülkesi yer alıyorlar. 9. sırada Afrika kıtasındaki Eritre yer alırken, 10. sırayı Ortadoğu’dan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) alıyor. Listenin 11. sırasında küçük bir Avrupa ülkesi olan San Marino, 12. sırasında Ortadoğu’dan Bahreyn, 13. sırasında Güney Asya bölgesinden Hindistan, 14. sırada yine Güney Asya bölgesinden Pakistan, 15. sırada Ortadoğu’dan Umman, 16. sırada Orta Asya’dan Türkmenistan, 17. sırada Afrika kıtasından Botsvana (Botswana), 18. sırada Güney Amerika kıtasından Şili, 19. sırada Ortadoğu’dan Yemen ve 20. sırada AB üyesi bir Doğu Akdeniz ülkesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti (Türkiye’nin tanıdığı adıyla Güney Kıbrıs Rum Kesimi/Yönetimi) yer alıyor. 21. ve 22. sıralarda Andorra ve Belçika gibi 2 Avrupa ülkesi bulunurken, 23. sırada Kuzey Afrika’dan Fas, 24. sırada Kuzey Amerika kıtasından Meksika, 25. sırada Orta Asya bölgesinden Özbekistan, 26. sırada yine Avrupa’dan Yunanistan, 27. sırada Orta Asya’dan Afganistan, 28. sırada Avrupa’dan İspanya, 29. sırada Kuzey Afrika bölgesinden Cezayir ve 30. sırada yine Kuzey Afrika bölgesinden Tunus yer alıyor. Listede 31. sırada Suriye, 32. sırada ise Türkiye var.

“Aqueduct Susuzluk Riski Atlası”nda, özellikle Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta ve Güneybatı Asya bölgelerinde susuzluk riski olduğu anlaşılıyor

Bu verilerin bir analizini yapmak gerekirse; kuşkusuz, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde susuzluk sorununun ilerleyen yıllarda nüfus artışı ve iklim değişikliği (kuraklık) gibi nedenlerle daha da ciddi bir mesele haline gelebileceği anlaşılıyor. Bu bağlamda, bilhassa Körfez ülkeleri, İsrail, İran İslam Cumhuriyeti, Libya ve Eritre gibi ülkelerin susuzluk konusunda şimdiden planlama yapmaları gerektiği ortaya çıkıyor. Listede 13. ve 14. sıralarda yer alan Hindistan ve Pakistan ise, büyük nüfuslara ev sahipliği yapan ülkeler olarak (bilhassa Hindistan) bu konuda en çok efor sarf etmesi gereken ülkeler olarak dikkat çekiyorlar. Türkiye nispeten daha iyi durumda olmasına karşın, ülkemizin de gelecekte su sıkıntısı gibi bir gündeminin olabileceği aşikâr. Dolayısıyla, bu konuda Türkiye’nin de risk oluşmadan planlama ve iyileştirme çabalarına yönelmesi faydalı olabilir.

Sonuç olarak, WRI-Aqueduct Susuzluk Riski Atlası’nın en önemli mesajları; su kaynaklarının gelecekte petrol ve doğalgaz kaynakları kadar önemli olacağı, bu nedenle ciddi siyasal gelişmelerin (hatta belki de savaşların) yaşanabileceği, bu nedenle de doğayı ve temiz su kaynaklarını korumak konusunda çok dikkatli ve özenli olmamız gerektiğidir.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

[1] Web sitesi için; https://www.wri.org/.
[2] Bakınız; https://www.wri.org/aqueduct.

Hiç yorum yok: